Diseksekütif Sendrom Nedir? Zaman zaman dikkat sorunları, algılama bozuklukları ve dil problemleri karşımıza çıkabilir. Bunlar genetik sebeplere bağlı olarak gelişebildiği gibi nöropsikolojik rahatsızlıklar sebebiyle de meydana gelebilir. Yaşanılan psikolojik durumun doğru algılanabilmesi için, ayırıcı tanılar dikkate alınmalı ve bireyin ruhsal aktiviteleri gözlemlenmelidir. Peki, diseksekütif sendrom nedir?
Nöropsikolojik Durumlar: Diseksekütif Sendrom Nedir?
Diseksekütif sendrom nedir?
Beyin ön lobunda, prefrontal bölgede meydana gelen bir hasara veya travmaya bağlı olarak gelişen karmaşık yapıda bir hastalıktır. DS yaşanması durumunda bireyde pek çok sorunlar görülebilir. En sık bilinenler aşağıda verilmiştir:
Diseksekütif Sendrom Nedir? Diseksekütif Sendrom Belirtileri
- Tepki verme yeteneğinde farklılıklar, motor becerilerde ve eylemlerde tekrarlama, dağınıklıklar, hata yapma riskinin artması
- Odaklanma yeteneğinde bozukluklar, genel ruh hali değişiklikleri
- Konuşma problemlerinde artış, kendini ifade etmede zorluk, söylenilen cümleleri unutmak veya ne söylediğini sürekli tekrarlayıp karıştırmak
- Algısal yorumlamalarda birtakım zorluklar. Kişinin herhangi bir nesneyi tanımlarken uzun süre düşünmesi, tanımlamakta zorlanması ya da tanımlayamaması
- Hafıza güçlükleri, söylenilen cümleleri tekrar hatırlamada zorlanmak ya da ne söylediğini hiç bilmemek
Bilişsel yetenekler kişinin gündelik yaşamını büyük ölçüde etkilemektedir. Yaşanılan bu belirtiler; bellek problemlerine, yeni bilgi öğrenme zorluklarına, okuduğunu anlamada güçlüğe ve olayları yorumlama konusunda problemler yaşatmaktadır.
Bu bireylerin temel sorunlarından biri gelişen durumları planlama, koordine etme ve akıl yürütme konusunda zorluk yaşamalarıdır.
Yapılan yanlış değerlendirmeler kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyeceğinden, hayatı yönetme kabiliyetini zorlaştırmaktadır. Önceki sorunların yeni olaylarla bağdaştırılmasında güçlük, eskiye dönük hataların tekrarlanması, dikkat sorunlarına bağlı olarak yaşam kalitesinin düşmesi gibi faktörler kişinin yaşamını zorlaştırmaktadır.
Bu kişiler dikkat bozukluğuna bağlı olarak belirli bir noktaya uzun süre odaklanamayabilirler. Yaşanılan sendroma bağlı olarak odaklanma süresinde farklılıklar, odaklanma yeteneğinde aksaklıklar söz konusu olabilmektedir. Kişi yaşadığı sorunlardan dolayı topluluk önünde konuşmaktan kaçınabilir. Ayrıca sosyal etkileşimleri zorlaştıracak pek çok durum ve davranış bozukluğuna bağlı olarak kişi psikososyal değerlerini kaybetme tehlikesiyle yüzleşebilir.
Kişi yaşadığı disfonksiyonlar yüzünden uzun süreli belleğe sahip olmayabilir.
Çok zayıf hafızaya sahip olma, olayları zihinde tutamama, birbiriyle bağdaştıramama ve yaşanılanların gerçeklik olgularını kabul etmekte zorlanabilir.
Görülen bu belirtiler hafif şiddette olabileceği gibi, orta ve hatta ileri seviyede görülebilir. Kişi bu tezahürlere bağlı olarak hayatın anlamsız olduğunu ya da yaptıklarına bir anlam veremediğinden yaşamın ciddiyetini sorgulayabilir. Sosyal yaşamı adeta alt üst eden bu nöropsikolojik bozukluk, geçiştirilmemesi gereken bir konudur.
Yaşanılan sorunlar yalnızca bununla sınırlı kalmamaktadır. Konfabulasyon gibi masal anlatma, bilinçte ortaya çıkan istemsiz olaylara bağlı olarak gerçek dışı bilgiler uydurma ve hatta kişinin kafasında kurduğu düşüncelere bağlı olarak şiddete eğimli olabileceği durumlar da söz konusu olmaktadır.
Soru sorulduğunda anlık ortaya çıkan konfabulasyon, gerçeğin çarpıtılarak düşlemsel fikirlerin ortaya atılmasına neden olmaktadır.
Karar verme mekanizmasında rol oynayan posterior orbitofrontal korteks lezyonlarında sorunlar ve bazal ön beyinde hasarlara bağlı olarak gelişmektedir. Frontal devrelerde çeşitli işlevsel bozukluklarla da kendini öne çıkaran diseksekütif sendrom, demans ve deliryum gibi psikolojik bozukluklarla birlikte gerçekleştiğinde kişinin uyku düzeni alt üst olmaktadır.
Bu hastalığa sahip kişiler duygusal olarak aşırı tepkiler vermeye eğilimlidirler.
Kişi hayal dünyasında yaşıyor olabilir. En ufak olaylarda aşırı öfkeye kapılma, sinir krizleri geçirme, öfke nöbetleri, üzüntü ve hayal kırıklığı gibi pek çok negatif duyguyu bünyesinde barındırabilir.
Bu hastalıkta pek çok bilişsel işlev bozukluğu söz konusudur. Belirli durumları ifade ederken hayal kırıklığı yaşama ve kaygıya kapılma gibi durumlar sıklıkla yaşanır.
Bu bireyler yaşadıkları algı bozuklukları ve diğer belirtilere atıfta bulunarak saldırganlık ve öfke eğiliminde olabilirler. Davranışsal kontrolle ilgili yeteneklerin kaybolması, kişinin nerede durması gerektiğine engel olabilir. Başkalarının bakış açılarını anlamakta zorlanabilir, diğer insanları suçlamaya meyilli olabilirler.
Sosyal beceriler kaybolmuştur. Çünkü başkalarının ne düşündüğüne dair yargılar ve kaygılar ortadan kalkmıştır.
Grup halindeyken nasıl davranacağını bilememe, sosyal normlara adapte olamama/nasıl adapte olacağını anlamama gibi durumlar yaşanmaktadır. Birey yaşadığı durumlardan dolayı benmerkezci ve inatçı olarak tanımlanabilir.
Frontal alanlarda görülen hasarlar; bilişsel, davranışsal ve duygusal alanlarda pek çok soruna yol açmaktadır.
Bu hastalığın herhangi bir tedavisi yoktur. Ancak tedavi semptomlara bağlı olarak gerçekleştirilir. DS beyindeki bir dizi fonksiyonu etkilediğinden her hastada tedavi uygulama süreci farklılık gösterebilir. En başarılı tedavi, birden fazla yöntemi kapsayabilmektedir.
En son haberler ve güncellemeler için Instagram, Twitter, YouTube, Telegram Haber ve Telegram Sohbet hesaplarımızı takip edebilirsiniz.