0
More

    Psikoz Nedir?

    Psikoz Nedir? Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar  görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilmektedir. Kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilmektedir. Gerçek ile bağlantının kopması ya da zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilmektedir.

    Psikoz Nedir?

    Belirtiler ve psikotik deneyimler

    Belirtiler;

    • Delüzyonel inançlar: gerçek dışı düşüncelere ve inançlara sahip olmasına denir. Bu inançlar çok güçlü ve ısrarcı olabilmektedir.
    • Halüsinasyonlar: Gerçekte var olmayan şeyleri görme, duyma ya da koklama gibi duyu bozuklukları görülebilmektedir.
    • Duygu durumda değişkenlik: belirli sebepler olmaksızın kişinin duygu durumunda değişiklikler olabilmekte ve değişkenlik görülebilmektedir. Herhangi bir neden olmadan kişi çok üzülebilir aynı şekilde bir neden yokken çok mutlu olabilir.
    • Düşünce bozukluğu: düşüncelerin bir düzene oturtulamaması, karmaşık bir hale gelmesi bunun sonucu olarak da, konuşmada bozukluklar, dikkat toplamada sorunlar, vb.
    • Kişilik değişikliği: kişiliğinde ve davranışlarında büyük ölçüde değişiklikler meydana gelmektedir.

    Yukarıdaki belirtiler kişiden kişiye büyük oranda değişiklik göstermektedir. Bazı bireyler psikoza diğer bireylerden daha yatkındır. Tipine ve arka planda yatan zihinsel hastalığa göre de belirtiler ve şiddetleri değişebilmektedir.

    Psikotik deneyimler

    Psikotik epizod kişinin duygu durumuna ve zihinsel hastalığına göre değişmektedir. Sıkıntılı ve güç bir durum da olsa, psikoz deneyimlerinde faydalı yönler bulan ve bu deneyimleri kişisel gelişimleri için kullanan kişiler de olmuştur.

    Halüsinasyonlar (varsanılar)

    Varsanı; gerçek bir etki olmadan duygu organlarının tembih almış gibi çalışması olarak tanımlanabilir. Beş duyunun her birinde oluşabileceği gibi, herhangi bir şekli de alabilirler. Basit duyumsamalardan (tatlar, renkler, kokular) gerçekte var olmayan insan ve hayvanlarla iletişim, belirli sesler duymak gibi daha anlamlı ve karmaşık deneyimlere kadar uzanabilmektedir.

    Ses varsanıları, özellikle seslerin duyulması deneyimi psikozun önde gelen ve yaygın özelliklerindendir. Varsanılan sesler kişi hakkında veya kişi ile konuşabilmektedir. Ayrıca birden çok konuşma ve birden çok ses duyulabilir. Ses varsanıları özellikle de emredici, meşgul edici ya da küçültücü olduklarında sıkıntılı olmaktadırlar.

    Paranoya ve delüzyonlar

    Psikoz delüzyonel veya paranoid inançlar içerebilmektedir. Karl Jaspers psikotik delüzyonları birincil ve ikincil tiplere sınıflandırmaktadır.

    Birincil delüzyonlar belirli, anlaşılabilir nedenleri olmaksızın tanımlarken ikincil delüzyonlar, kişinin arka planı ve güncel durumu ile bağlantılı olarak anlaşılabilmektedir.

    Anlayış yetersizliği

    Psikozun önemli özelliklerinden biri de davranış ya da deneyimlerinin yabancı, garip veya doğaüstü halinin kişi tarafından anlaşılamamasıdır. Akut psikoz durumunda dahi, kişiler halüsinasyonlarının ve imkansız delüzyonlarının herhangi bir şekilde gerçek dışı olabileceğini düşünemezler ve anlayamazlar. İç görü/anlayış bireyler arasında ve psikotik epizodun süreci boyunca değişiklik gösterebilir.

    Düşünce bozukluğu

    Formal düşünce bozukluğu bilinçli düşüncede oluşan bir bozukluk olarak tanımlanabilir. Büyük ölçüde konuşma ve yazıdaki etkilerine göre sınıflandırılır. Etkilenmiş kişilerde ise, baskılı konuşma görülebilmektedir.

    Tıbbi açıdan psikoz

    Psikozun birkaç olası sebebi bulunmaktadır. Psikoz derinde yatan bir zihinsel hastalığın, örnek olarak; bipolar bozukluk veya şizofreninin sonucu oluşabilmektedir. Psikoz ağır zihinsel stres ve amfetamin, LSD, PCP, kokain veya skopolamin gibi maddelerin yüksek doz kullanımlarında ya da kronik kullanımında tetiklenebilir veya yoğunlaşabilir. Merkezi sinir sistemi depresan ilaçlarından ani geri çekilme, psikotik epizodları tetikleyebilmektedir. Psikotik epizodun tek bir bir nedeni yoktur.

    Psikoz ve beyin fonksiyonu

    Psikozlu birinin beyninin görüntüsü ilk kez 1935’te pnömoensefalografi adı verilen bir teknik yardımı ile çekilmiştir. Psikotik epizod geçiren insanların hem beyin yapısındaki değişiklikleri hem de beyin fonksiyonundaki değişiklikleri araştıran modern beyin görüntüleme çalışmaları karışık sonuçlar vermiştir. 2003 yılında psikozlu kişilerin beyinlerindeki yapısal değişiklikleri araştıran bir çalışma, kişilerin psikotik olmalarının öncesi ve sonrasında, korteksdeki gri maddede önemli bir azalma olduğunu göstermiştir. Bu tip bulgular psikozun kendisinin nörotoksik olup olmadığını ve psikotik epizodun uzunluğunun beyindeki potansiyel olarak zararlı değişikliklerle ilgili olup olmadığı gibi tartışmaların doğmasına yol açmıştır.

    Araştırmalar devam etse de, güncel araştırmalar durumun bu olmadığını göstermiştir. Fonksiyonel beyin taramaları, beynin duyuları algılayan bölümlerinin psikoz sırasında aktif olduğunu göstermiştir. Örnek olarak; sesler duyduğunu iddia eden bir bireye yapılan PET ya da fMRI’nin sonuçları, kişinin işitsel kortesinde veya beynin konuşmayı anlama ve algılamayla ilgili kısımlarında etkinlik olduğunu gösterebilir. Diğer yandan ise, inanç kavramının insanlar arasında doğru bir karşılaştırma yapmak için kullanılabilecek açık bir psikolojik tanımı bulunmamaktadır.

    Net bir bulgu ise, psikotik deneyimlere eğilimli olan bireylerin beyinlerinin sağ yarım küresinde daha yüksek bir etkiliğin gözlendiğidir. Sağ yarım kürede gerçekleşen bu etkinlik düzeyi, yoğun paranormal inançları olan sağlıklı bireylerde ve mistik deneyimler beyan eden sağlıklı bireylerde de görülmüştür. Daha yaratıcı olan kişilerin de benzer beyin etkinliği modelleri göstermeye daha yatkın olduğu ortaya konmuştur.

    Psikoz geleneksel olarak dopamin nörotransmitterine bağlanmıştır. Etkili bir iddia olan dopamin hipotezi psikozun beyindeki dopamin fonksiyonunun aşırı etkinliği neden ile oluştuğunu ifade etmektedir. Teoriyi destekleyen iki ana kanıtsal kaynak dopamin engelleyici ilaçların, psikotik semptomların yoğunluğunu azaltmaya eğilimli oluşunu ve dopamin etkinliğini arttıran ilaçların bazı bireylerde psikozu tetiklediğidir.

    Psikoz ve psikiyatrik olmayan durumlar

    Psikoz birçok hastalığın öğesi olabilir. Çoğunlukla da beyin ya da sinir sisteminin doğrudan etkilendiği durumlarda. Zaman zaman bazı hastalıklara pararlel olarak ortaya çıktığı gerçeği de çeşitli sinir sistemi stresörlerinin psikotik bir tepkiye yol açabileceği fikrini oluşturmuştur.

    Psikiyatrik olmayan durumlarda ortaya çıkan psikoz zaman zaman “ikincil psikoz” olarak anılmaktadır. Bunun olmasına yol açan mekanizmalar hala bilinmezken, psikozun belirli olmayışı Tsuang ve meslektaşlarının “psikoz zihinsel hastalığın ateşidir” şeklinde düşünmesine yol açmıştır.

    Psikiyatrik olmayan bazı durumlar;

    • Sarkoidoz
    • Hipoglisemi
    • Zehirlenme
    • Beyin tümörü
    • Lewy cisimcikli demans
    • Sistemik lupus eritematozus
    • Multipl skleroz

    Tedavi yöntemleri

    Büyük değişkenlik sebebi ile tedavi öncesinde psikotik kişiyle bir dizi görüşme yapılmaktadır. Bu görüşmelerde sosyal ve çevresel etkenler hakkında da bilgi edinilmektedir. Bu etkenlerin psikoz etyolojisinde önemli rol oynadıkları bilinmektedir.

    Tedavi, ilaçlı tedavinin yanı sıra psikolojik terapi de içermektedir. Psikolojik terapi psikozun yoğunlaştığı noktalara, arka plana ve bireye göre büyük değişkenlik gösterebilmektedir. İlaç tedavisi antipsikotikleri içerir. Birebir terapinin yanı sıra grup terapisi olarak da yürütülmektedir.

    En son haberler ve güncellemeler için Instagram, Twitter, YouTube, Telegram Haber ve Telegram Sohbet hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

    Antrenman Programları 

    antrenmanprogramii

    Daha Fazla İçerik

    Yorum yap

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen adınızı buraya giriniz