0
More

    Aşırı İyi Niyetli Olmak

    Aşırı İyi Niyetli Olmak. Her daim pozitif, mutlu, herkes tarafından sevilen ve beğenilen kişi olmayı arzularız. Bu da mükemmeliyetçilik algımızı pekiştirir. Sizce, aşırı iyi niyetli olmak doğru bir davranış mıdır? Gelin, bu davranışa bir de artılarıyla ve eksileriyle bakalım.

    Aşırı İyi Niyetli Olmak

    giphy

    Aşırılık; haddinden ve gereğinden fazla olan durumlar için kullanılan bir sözcüktür. İyi niyet ise, olay ve tutumlar karşısında verdiğimiz pozitif yanıtlardan ibarettir.

    Aşırı iyi niyetli olmanın anlamına baktığımızda, neredeyse her durumda iyiliği aramak ve kimi zaman da kötü olanları görmemezlikten gelmek yatar.

    Bizlere neredeyse her zaman, kültürel farklılıklara göre değişiklik gösterse de iyi niyetli olmanın iyi bir şey olduğu aşılandı. Biz de yıllardır bunu genlerimizde taşıyoruz. Peki, iyi niyetli ve aşırı iyi niyetli olmak aynı anlamları mı taşır? Tabii ki hayır.

    İkisinin temelinde de iyi davranışlar bütünü yer alsa da, biri gerektiği yerlerde ve gerektiği kadar bunu dışarı yansıtmayı içerir. Oysa aşırı iyi niyetli olmak böyle bir şey değildir.

    Neredeyse karşılaştığımız her duruma büyük ve sonsuz bir iyimserlikle yaklaşır, sonucunu düşünmeden yalnızca iyiliğin derinliklerine kendimizi kaptırırız. Peki, bu aslında bir iyilik midir yoksa kendimize yaptığımız büyük bir kötülük müdür? Bunun cevabını kendinize mutlaka sorun.

    Siz Aşırı İyi Niyetli Biri Misiniz?

    giphy

    “İyi de ben böyle bir şey yaptığımı nereden bileceğim” dediğinizi duyar gibiyim. Aşağıdaki yer alan ve sıraladığım örnekler, aşırı iyi niyetli olmakla ilgilidir. Şimdi, bunlara göz atma zamanı.

    Gereğinden Fazla Özür Dilersiniz

    İnsanlarla iletişim kurarken kibar ve naif ruhlu olmayı tercih etmek kötü bir şey değildir. Ancak bunun belirli bir sınırını aşmamak gerekir. Eğer siz de karşınızdaki kişiden sürekli özür diliyor ve olur olmadık yerde pişmanlıklarınızı sunuyorsanız, aşırı iyi niyetli olduğunuz söylenebilir.

    giphy

    İnsan yaşamında bu davranış hiçbir zaman değer görmez aksine kendimize olan özsaygımızı bile zaman içerisinde kaybetmeye hatta unutup gitmeye başlarız. Çünkü en ufak konuda belki de kafaya takılmayacak sudan sebepleri günlerce düşünmüş, acaba ne yapsam diye kendimizi yiyip bitirmişizdir. Ancak kötü bir haberim var. Dışarıda durum böyle işlemiyor.

    Çünkü kendi özsaygımızı ve değer yargılarımızı ne kadar kaybedersek, o kadar ötekileştiriliyor ve değersizleştiriliyoruz. Belki biz o davranışı iyi niyetle yapmış olabiliriz ancak bunun aşırıya gittiği durumlarda yapılan davranış görmezden gelinir ve anlamsızlaştırılır.

    Nasıl ki her gün yürüdüğünüz yollar, bıkmadan sürekli dinlediğiniz şarkılar bir süre sonra normalleşmeye başlıyorsa, yaptığımız eylemler de karşımızdaki insanlar tarafından sanki bu bizim görevimizmiş gibi algılanır.

    giphy downsized large

    Eğer duygusal ve kırılgan bir yapıya sahipseniz, insanların aslında iç dünyanızda vermiş olduğunuz duygusal çatışmaları ve boşlukları neden anlayamadıklarını sitem eder durursunuz. İşte, bu durumda kurtarıcı bir yöntem var. Her ne yapıyorsanız yapın, yaptığınız eylemin anlamından uzaklaşmamasına dikkat edin. Peki, bu ne demektir? Gelin, biraz açıklayalım.

    Çok sevdiğiniz bir sınıf arkadaşınız olduğunu hayal edin. Onunla vakit geçirmekten ve her şeyden keyif aldığınızı düşünün. Sınav zamanları birlikte ders çalışıyorsunuz, ders notlarınızı birbirinizle paylaşıyorsunuz ve dahası dışarıda da birlikte vakit geçiriyorsunuz.

    Ertesi gün önemli bir sınavınız var. Siz deliler gibi kitaplara çalıştınız ve konu tekrarları yaptınız ancak yakın arkadaşınız tüm gününü dışarıda diğer arkadaşlarıyla gezerek geçirdi. Ertesi gün olduğunda ise yanınıza gelip, dün hiç çalışmadığını çünkü buna vakti olmadığını söyledi. Bu yüzden de en yakın arkadaşının yardımına ihtiyacı olduğunu ve sınav notlarınızı kendisiyle paylaşmanızı istedi.

    Bu durumda ne yaparsınız? İyi niyetli düşünür ve ona yardımcı olursunuz değil mi?

    Yukarıdaki durum kişiden kişiye göre kabul edilebilir ya da tepkiyle karşılanabilir. Şimdi bu örneği biraz genişletelim.

    Yakın arkadaşınızın sizin iyi niyetinizi gördükten sonra okulu aksattığını ve derslere katılmadığını düşünün. Kendisinin buna yeterli zamanı olmadığını çünkü ailevi sorunlarıyla uğraştığını bu yüzden onun yerine sizin tüm sorumlulukları almanız gerektiğini istesin.

    Hatta normal hayattaki işleri için için bile sürekli sizin iyi niyetinizi kullandığını düşünün. Belki arkadaşınızı kıramadığınız ve dostluğunuzu kaybetmemek için kendinizi feda ettiğinizi savunabilirsiniz ancak ikinci varsayımda yalnızca aşırı iyi niyetli olmanın kurbanı olursunuz.

    Arkadaşınızın gözünde her şeyi siz üstlenmeli ve bunu sorgusuz gerçekleştirmelisiniz çünkü daha önce de böyle yaptınız. Ona hayır diyemiyorsunuz çünkü kaybetmekten korkuyorsunuz bu yüzden de kurban rolündesiniz.

    Bu örneği gerçek hayatımıza nasıl uyarlayabiliriz sorusuna gelecek olursak; eğer iyi niyeti haddinden fazla ve tutarsızca savuruyorsak insanlar bunu sanki bizim görevimizmiş gibi görecek ve daha fazlasını isteyecektir.

    giphy

    Oysa ikinci verilen örnekte kurban rolündeki kişi yani kendimiz sınırlarımızı çizseydik ve nerede iyi niyetli olmaya dur demeyi bilseydik bu durumlara hiç kalkışmayacaktık. Çünkü karşımızdaki kişi durması gerektiği yeri bilecekti ve biz de özsaygımızı kaybetmemiş olacaktık. İnsani ilişkilere bu yüzden dikkat edin.

    Herkese İyi Görünmekten Vazgeçin

    İnsanlara iyi görünmek adına sergilediğimiz bazı davranışlar, ezik ya da aciz görünmemize neden olabilir. Örneğin, her söze kusura bakmayın ya da özür dilerim gibi cümlelerle başlamak ve bu cümlelere hayatımızda çok fazla yer vermek buna iyi bir örnek olarak gösterilebilir.

    giphy

    Eğer gerçekten bir kusurumuz yoksa ya da özür dilememiz gereken bir konu yoksa bu kalıpları sürekli olarak kullanmak kimi zaman ezilmemize ve hatta aşağılanmamıza neden olur.

    Ortada yanlış bir durum yoksa sürekli özür dilemenin de bir anlamı yoktur. Bu davranış, bizi karşımızdaki kişiye karşı yalnızca daha değersiz gösterecek ve saygı görmemizi engelleyecektir. Bu konudaki farkındalığınızı artırın ve iyi niyetinizi suistimal etmeye çalışan enerji vampirlerinden kendinizi her daim koruyun.

    giphy

    Fazlaca özür dilemenin temelinde insanları kırmaktan korkma ve herkes tarafından iyi ve hoş biri olarak karşılanmak yatar. Kimseyi üzmeden ve mutsuz etmeden yolumuza devam etmek isteriz. Bu yüzden en ufak sorunda özür dilemeye gerek olmasa bile en içten özürlerimizi sunar, affedilmeyi umut ederiz.

    Kendimizce bu durum oldukça normaldir, çünkü herkesle iyi geçinmeye çalışan bir niyetle bu davranışı sergileriz. Ancak dışarıdan bakıldığında hiçbir kimse sizi böyle algılamaz. “Bu kişi sürekli özür diliyor çünkü kendisine güveni yok. O halde bu insana güvenmemeliyim. Ayrıca saygıyı hak etmiyor çünkü kendisine saygısı yok” tam olarak böyle algılanmaya, ezilmeye ve hatta dışlanmaya maruz kalırsınız. Çünkü aşırı iyi niyetli olmanız hiçbir işe yaramaz.

    İkinci değinilmesi gereken nokta ise, kısa ve öz olun

    giphy

    Hepimizin zamanı değerlidir ve hiçbirimiz hayatımızın değerli anlarını boşa sarf etmek istemeyiz. “Bu insan boş konuşuyor ve çok da özgüvensiz. Kendine güveni de hiç yok, en iyisi uzak durmalıyım” algısı yaratmak istemiyorsanız aşırı iyi niyetlilikten ve fazlaca kelime sarf etmekten kaçınmalısınız.

    Fazlaca kelime sarf etmek bilinçaltında ikna edilme algısı yaratır ve kişi kandırılmaya çalıştığını sanabilir bu da güvensiz biri olarak algılanmanıza zemin oluşturabilir.

    Herkesin İyilik Meleği Olmaktan Vazgeçin

    giphy

    Hiç kimsenin kurtarıcısı ya da iyilik meleği değilsiniz. Bu gerçekle yüzleşmek, özsaygı bilincinin artmasına önemli ölçüde katkı sağlar.

    Herkes sürekli olarak sizden bir şeyler yapmanızı, onların kendi işlerine ayak uydurmanızı ve herkese yardım eli uzatmanızı bekleyecektir. Ancak gerçek dünyada durum böyle işlemiyor. Gereğinden fazla yapılan her iyilik vakti geldiğinde nankörlüğü ve değer bilmemeyi doğurur. İşte, bu yüzden tutarlı olmaya ve kendi sınırlarınızı korumaya özen gösterin.

    Övgü Duymayı Beklemeyin ancak Övülürseniz de Kibarca Teşekkür Etmeniz Yeterli Olacaktır

    giphy

    İnsanların sizi övmesi güzel bir davranıştır. Bu sayede kendimizi daha iyi hissederiz. Ancak gelen övgüleri hak etmediğinizi anlatan uzun cevaplar vermekten vazgeçin. Bunun yerine kısa ama etkili olan bu cümleyi kullanın: “Teşekkür ederim”.

    Kimseye bağımlı olmayın ve hayatınızın merkezine koymayın. Daima kendi idealleriniz olsun ve bunların peşinden koşmakla meşgul olun. Bu yolculukta sıklıkla eleştiriler duyacaksınız. Ancak bütün insanların sizi sevmesini beklemek büyük bir bencillik olur değil mi?

    giphy

    Herkese kendinizi sevdiremeyeceğiniz gibi nefret de ettiremezsiniz. Sizi seven insanlar mutlaka olacaktır. Eleştiriliyorsanız, övüleceğiniz anlarla da karşı karşıya geleceksiniz. İkisinde de ölçülü olmaya özen gösterin. Tek başınıza kararlar alın ve bunları hayatınızda uygulayın.

    İnsanlardan onaylanma ve takdir edilmeyi beklemek yerine kendinizi sevmeyi ve özgüveninizi artırmayı deneyin. Böylece aşırı iyi niyetli olmak gibi tehlikeli ama masum görünen, kolay manipüle edilebilen davranıştan kurtulmuş olursunuz.

    Peki, siz hangi iyi niyetli davranışları aşırıya kaçarak sergiliyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

    Aşırı İyi Niyetli Olmak adlı yazıyı bitirdiyseniz, kişisel gelişiminiz için diğer yazılarımıza buraya tıklayarak göz atabilirsiniz.

    En son haberler ve güncellemeler için Instagram, Twitter, YouTube, Telegram Haber ve Telegram Sohbet hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

    Antrenman Programları 

    antrenmanprogramii

    Daha Fazla İçerik

    Yorum yap

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen adınızı buraya giriniz